31 Temmuz 2012 Salı

Bozcaada

Kuşlar yine yazlığa kaçtı. Geçen sene üç kez Bozcaada ziyareti yaptiktan sonra komşu kapısı yaptık adayı. Yazlıktan gitmek kolay. Geyikli iskelesine bir saat uzaktayız. Hep seyirlik gittik. Denize girmedik hiç adada. Ama limandaki mağazaları gezmek, eski Rum mahallesinde dolaşmak çok keyifli. Bir de bağ bozumu festivali oluyor Ağustos/Eylül gibi. Hiç katılmadım ama traktörlerle bağlara çıkıp herkes kendi üzüm topluyormuş. Sadece kalabalıkta ne kadar tadına varılır onu bilemiyorum.

Her zaman olduğu gibi bugun de eski Rum evlerinin kapılarını fotoğraflamaktan alamadım kendimi. Sizlerle de paylaşmak istedim. Rum'ların zevki tartışılmaz. Göçmen bir anneannenin torunu olunca da içten bir sempati duyuluyor sanırım :) Şimdi fotoğraflarla başbaşa bırakıyorum sizleri...

IMG_2287 IMG_2285 IMG_2283 IMG_2275 IMG_2269 IMG_2266 IMG_2263 IMG_2259 IMG_2258

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Kuşlar yazlıktan bildiriyor...

Yaz geldi geçiyor. Şimdiye kadar yazlığa gelemedik bile. Gidemedik yerine gelemedik diyorum çünkü şu anda yazlıktayız. Haftasonu Balıkesir'de bir düğüne katılınca sonrasında bir günlüğüne de olsa yazlığa kaçtık. Denizin keyfine vardık. Yarın da dönüş yolundayız...

Haziran başından beri önce badana, toplarlanma telaşı, kısa bir tatil, Tuana ve İpek'in doğumgünü (detaylar için tıklayın) bahanesiyle nefis bir blogger toplantısından sonra Temmuz'u da yarıladık.  Temmuz sonundan itibaren uzun süreli burada olacağız.

Yazlıkta hala dekorasyon çalışmaları devam etse de yavaş yavaş birşeyler oturuyor. Hazır buradayken birkaç sevdiğim köşeyi sizle paylaşmak istedim. Geçen sene keten-dantel karışımı perdeleri diktirdik. Eşyalar genelde kışlık evlerin eskilerinden ibaret. Ama bunları yenilerle kombinlemeye çabalıyoruz. Mesela  neredeyse 30 yıllık hasır koltukların minderlerini ve anneannemden kalan yuvarlak pufu mavi iri çiçek desenli kumaşla kaplattık.
photo_3
Yazlıkta da kuşlar egemen. Kuşların yanında yavaş yavaş İstanbul'da dolup taşan emayelerden de buraya getirmeye bu dev sürahiden başladık. İçinde yapma ortancalarla çok güzel görünüyor. Bir dahaki gelişe rafımdaki kuşlardan bazıları ve birkaç emaye çaydanlık buraya göç edecek.
photo
İnternetten aldığım dev duvar saatinde de kuşlar var.
photo_1
Bu kuşlu şamdanlardan iki tane var. Buradaki masa kışlıktakinden daha büyük ve sofra kurunca ikisini rahatça kullanıyorum. Görselliği de çok güzel oluyor.
photo_2
Bu televizyon sehpasını ise kitaplıklarımızı da yapan marangozumuza tasarlayıp yaptırdık. Yazlık olunca beyaz hakim oldu. Yanındaki puftan az önce bahsetmiştim.

Şimdi aklımızda olan ise duvardaki girintiye bir büfe yaptırıp üzerine de kuşlar için olan rafı yerleştirmek. Bu rafı tv sehpasıyla beraber yaptırdık. İstanbul'dakinin aynısı. Büfede de beyaz renk hakim olacak. Uzun süreli kalabilsek balkon korkuluklarına çiçekler, tavana fenerler, biraz bahçe dekorasyonu aklımdakiler. Ama böyle de Midilli'yi seyretmek güzel...
manzara

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Ben geldiiiimmmm...

Neredeyse bir ay olmuş bloga uğramayalı. Bu kadar geçtiğini anlamamışım bile. Editör kuzenim de sürekli taciz etmese neredeyse yazmayacağım...
Badanamiz bitti, ev yerleşti, tatile gittik geldik ve geçen hafta itibariyle Tuana da yaz okuluna başladı. Telaşemiz haftaya ancak bitecek sanırım. Çünkü bu hafta da yurt dışından yaz tatiline gelen arkadaşlarımızla buluşma, bir kına iştiraki ve Tuana ile İpek'in doğumgünü toplantısına hazırlık ile yoğun günler yaşıyoruz yine. İpek blog arkadaşlarımdan sevgili Pınar'ın kızı. Baktık ki iki fıstık da Temmuz'da doğmuş biz de Temmuz buluşmasını kapıverdik. Bu Pazar şenlik var anlayacağınız...
IMG_1475

Yurt dışından gelen arkadaşlarımızın ise ayrı bir önemi daha var ki beni aylar önce sipariş edip onlara yollattığım emayelerimle buluşturdular. Çok uzun zamandır alışveriş çılgınlığına son verdim ama bunları neredeyse gecen yaz sonu sipariş etmiştim. Gözlerim yollarda, kavuşmayı bekliyordum. Birkaç parça daha var. Güzellerinden paylaşıyorum sizlerle. Kırmızı koleksiyonum gittikçe büyüyor. En yeni parça da soldaki puantiyeli sütlük.
IMG_1476 IMG_1477

Kupalarim ise hiç kullanılmamış. Kamp için diye satıyorlar. İnsan bunları kampta kullanmaya kıyabilir mi acaba...

 
Badana telaşının ardından bir de sergi heyecanı yaşadık. Tüm İsmek'lerin yılsonu sergisi vardı. Normalde bizim seramik sınıfı sergiye katılmıyordu ama ahşap boyama bölümünün konusu çiftlik olunca ve ben ve halam da tam kurs bitimine yakın kuzenim için horozlu karo boyayınca bizim horozlar da sergiye çıktı. Bunları da sizlerle paylaşmadan edemedim. Bir de yine ayni karolara üç farklı desen Picasso tablosu çalıştım bu dönemde.
Bu evde yer kalmadı :) ama ilerde daha büyük bir eve geçersek duvarda yerlerini alacaklar umarım.

  

Bu hafta da tüm çalışmalarım doğumgünü için. Başarıyla altından kalkalım da onu da paylaşacağım sizlerle. Bir de bu hafta kitaplığımıza ek gelecek. Salonun perdelerini iptal edip kitaplığın yerini değiştirdik. Yeni parça da gelince son halini göreceğiz. Umarım güzel olur. Yorumlarınızı alırım..

İyi haftalar...