4 Şubat 2012 Cumartesi

Eskiye Olan Merakım, Emaye Aşkım ve EvvelZaman Antika

Tarih 2011 yılı Mart ayı...
Kuzenimle ahşap boyama, emayeler ve tabi ki dekorasyon konusunda sürekli fikrimiz geliyor :) Emayelerle ilgili konuşurken birden aklıma internetten emaye ürünler aratmak geliyor. Karşıma Gitti Gidiyor çıkıyor. Kuzenim o sırada evine dönmek için yola çıkmış durumda. Bilgisayar ekranından tabakların fotosunu çekip mesaj atıyorum. Beğendiğini söylüyor ve hemen birkaç tabak sipariş ediyoruz.
O gün rastgele gelişen bu olayın son bir senede evimizde ve bende bu kadar değişikliğe yol açacağını, bana böyle güzel dostlar kazandıracağını söyleseler inanmazdım.

Siparişim sayesinde ilk olarak Evvel Zaman Antika'nın sahibi sevgili dostum Duygu ile internet ortamında tanışmış oldum.

Daha yüzyüze tanışmadan sanki çok eski dostmuşuz gibi Duygu ile her akşam yazışır hale geldik. Birbirimizden çok şey öğrendik. Salonumuzda, mutfağımızdaki en ufak değişiklikleri bile fotoğraflayıp birbirimize gönderip yorumlaşıyorduk. Zevklerimiz o kadar ortak ki birbirimizden sürekli birşeyler öğrendik. Duygu her yeni aldığı özel parçayı benimle paylaşarak çok sevdiğim antikalardan birçok farklı şey görmemi sağladı. Ben de ona gezdiğim yerlerden sezondaki yeni ürünlerden tavsiyelerde bulundum.
2007 yılında Alaçatı'da güzel bir otelde kalmıştık. Duygu'dan,bu otelin sahiplerinden Ayşe Nur'un Asma Yaprağı adında çok keyifli bir mutfak açtığını ve Destina'nın da Bedest isimli şirin dükkanında antika eşyalar sattığını öğrendim. 2011 yazının tatilini planlarken sanırım içimden kırk kez söylediğimden eşim istemediği halde Alaçatı'da bir otel ayarladık. Bu sayede hepsini gidip bizzat görme şansım oldu.

Tatil dönüşü Duygu ile yüzyüze tanıştım. Güzel dükkanının kısa da olsa keyfine vardım. İzmir'de yaşasaydım eminim ki her gün uğrardım. Duygu gerçek mesleğini değil baba yadigarı bu işi yapıyor. Geçmişi ve işini o kadar seviyor ki eminim işe her gün büyük bir keyifle gidiyor. Bu yüzden de çok şanslı...
059

036

Antikalar ve emaye konusunda ufkumu genişleten, yüzümü güldüren, anılarımı canlandıran sevgili Duygu'ya çok teşekkürler...
2011 yılının bana kattığı bunca şey için kendimi çok şanslı hissediyorum. İnsanın etrafında kendiyle aynı şeylerden hoşlanan ve tek bir kelimeden bile ne anlatmak istediğini anında anlayan birilerinin olması kadar keyiflisi yok. Evimi, emayelerimi ve dostlarımı seviyorum. Bu blog pembe gözlüklülerin blogu. Buraya keyif almak, mutlu olmak, paylaşmak isteyen herkesi bekliyorum...
Sevgiler

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Selen'ciğim,
Uzun zamandır ,çok severek yaptığım işimde,benim de en çok sevdiğim,birikiminden,dekorundan ve seyrinden herşeyden çok zevk aldığım emayelerimi,en az benim kadar seven ,sıradan birini değil,mükemmel bir dostu tanımış olmak şu son dönemlerdeki en büyük kazancım olduğunu gönülden söylemeliyim....
Maillerle bu kadar oluyorsa,aynı şehirde olsak ne oluruk,bilmiyorum..:))işi gücü bırakıp,sürekli keşfe çıkardık herhalde..:)))
Senle,daha uzun yıllar,güzel şeyler paylaşmak beni çook mutlu edecek..
Sevgiyle,hep böyle mutlu kal canımm...
Duygu

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Selen fotoğraflara bakıp düşünüyorum, herbir parçanın kimbilir sahipleri daha önceleri kimlerdi, nasıl bir yolculuktan geçip geldiler buraya, nasıl bir hikaye şahitlik ettiler... Hüzün veriyor biraz ardından da dingin bir huzur...
Ben bu bloğu çok sevdim, yazılanları okumak, fotoğraflara bakmak, fikirler edinmek çok ama çok hoşuma gidiyor...
İyi ki 2011 sana bunları yaşatmış, bu bloğu açmana belki de vesile olmuş...